26 Haziran 2013 Çarşamba

Shadow of Colossus

Shadow of Colossus

         Neden oyun oynar bir insan?Vakit geçirmek için mi yada başkalarını yenme içgüdümüzü bastırmak için,sadece birşeyler vurmak için.İşte oyunlardan nefret eden büyüklerin sorunu burda yatıyor.Neden oyun oynadıklarını hatırlayamadıkları için acaba insan çocuk olmayı unuttuğu için mi büyür yoksa büyüdükleri için mi çocuk olmayı unuturlar?
                                
         İşte bu noktada bana sorabilirsiniz sen niye oyun oynarsın.Benim cevabım hikayesi içindir.Ama sadece hikaye değil o hikayeyi yaşamak,birşeyleri başarmak kendi zekamla oyunu hazırlayan kişinin zekasını yenmek.Ne yazık ki oyun oynamayı çok basite indirgiyorlar sabahtan akşama pes oynayanlar ya da bütün gün 3 şekeri yanyana getirip patlatmaya çalışanlar.
          Neyse konumuz yine bir sanatsal çalışma kitabı kitaptan bahsetmeden önce oyunundan bahsetmeliyim.Oyunda sadece atınız,kılıcınız ve okunuzla  sizden 100 kat büyük 15 devi yenmeniz gerekiyor.Neden mi çünkü sevdiğiniz ölmüş ve siz yasak olmasına rağmen kutsal kılıcı kabilenizden çalıp büyük bir güçle anlaşma yapmayı kafanıza koymuşsunuz.O güç sunakta yatan sevdiğinizi canlandırma sözü vermiyor sadece 15 colosusu öldürmenizi istiyor.Ama siz ne olursa olsun ucunda bir belki olsa bile size söylenenleri yapıyorsunuz.Ve her devi öldürüşünüzde içinizi bir başarma hissi kaplamasını beklerken hafif bir hüzün kaplıyor.Burda oyun yönetmenini ve tasarım sorumlulurını kutlamak gerekiyor.Çünkü bu yaşamadan bilemiyceğiniz hissi çok iyi veriyorlar.
                                 
         İşte size konuyu anlattım ama etkilenmediniz ilgilenmediniz sadece hafif bir merak sardı aklınızı.Ama oyunu oynadığınızda o merak yerini aşka bırakacak çünkü bu oyun çok güzel bir hikayesi olan ama ondan da öte atmosferi ile sizi saran çok garip bir oyundur.Kitabımıza gelirsek devlerin tasarımları hikayeleri oyun içi görüntüler,farklı konsep çizimleri içeriyor.Kitap japonca,anlayamasak bile tasarımların güzelliği için şansı hakeden bir kitap ve muhteşem oyun için .

25 Haziran 2013 Salı

The Art of World of Warcraft: Mists of Pandaria

Mists of Pandaria

      Uzun bir aradan sonra yeni bir sanatsal çalışma kitabı ile karşınızdayım.World of warcraft'ın son ek paketi olan mists of pandaria'nın sanatsal tasarım kitabı uzun aramalar sonunda elime geçti.Gerek ayrıntılı anlatımı ve çizimleri ile yine muhteşem bir kitap var karşımızda.
      Kitap ek paketin koleksiyoncular için özel olarak çıkarılmış sürümü ile beraber geliyor.Toplamda 3 ana bölümden oluşuyor.Yeni bir dünya,dostlar ve düşmanlar,ekipmanlar.3 ana başlık kendi içinde bir çok alt başlığa bölünüyor.
      Bunlardan ilki yeni bir dünya,bilmeyenler için söyleyelim.Yeni ek paket ile Warcraft evreni bize yepyeni uzak doğu ezgileri taşıyan bir kıta sundu önümüze.Ve genel kanı olarak çevre dizaynı,köyleri,pandaları,dağları,tepeleri ile pandaria  şu ana kadar ki ek paketlerin en iyi dünyasına sahip.Bu bölüm giriş sinematiğinin o harika savaşında ki orc ve insanın tasarımları ile başlıyor.Ve panda olarak ilk 10 levelimizi geçirdiğimiz wandering isle ile devam ediyor.Ve devamında pandairanın 7 bölgesinin tek tek tasarımları var.Her bölgenin kendi içinde farklılığını hissedebiliyorsunuz.Bu incelemeyi yaparken oyunu oynadığım sırada ejderha bineğimle hissettiğim o naif o huzurlu anlar aklıma geldi.Çünkü yeşil ile tarihin buluştuğu bir yer pandaria ve bunu her gittiğiniz yerde hissediyorsunuz uzak doğu filmlerini beğenenler için çok güzel tasarımlar,kitap siz onu incelerken sizi pandaria da gezdiriyor resmen.